25 Haziran 2017 Pazar

Dalga ile Kumsal

Bir kelebeğin kanat çırpışı,
Güneşi hisseden bir çiçeğin açışı.

Başlangıcını kestiremiyorum,
sana dalga ile kumsalın hikayesini anlatmak istiyorum.


Dalga,

İrili ufaklı diğerlerinin arasında
Yol kat ettikçe büyüyordu.
Köklerinden bağlıysa da yanlarına,
Başka bir şarkı söylüyordu.
Baloncuklar ve köpüklerle,
                                                               -Bilemediği o kokusu-
Birikenler ve söyleyecekleriyle
                                                               -Kırılgan ve akışkan dokusu-
Yol alıyordu kumsala doğru.

Kumsal,

                Sayısız dalgaların nefesleriyle,
                Farklı yaratıkların pençeleriyle,
                Sürekli şekil değiştirmekte.

Çarpışma,

Defalarca kez olanın bir yenisi beklenmişti.

Dalga,

                Bıraktı kendini kumsala,
                Saçtı etrafa baloncuklarını.
                Tasasızca ilerlerdi, yayıldı.
                Ulaşabileceği yere kadar.

Bir an,
                Gelişin bittiği,
                                               Gidişin başlayacağı,
                O an,
durur her şey.
                                                        O an,
                                                                    Sessizlik…
Gidiş,

                İçine işleyerek kumsalın,
                Kendisinden bırakarak biraz da,
                Mecburi bir yönelimin gerçekleşme haliydi.
                Kaydı usulca.

Dalgaya kalan,

                Şarkısını söylemiş, köpüklerini saçmış,
                Oynak yolculuğu sonunda
                Bir an rahatlamış.
                                                    Bir an,
Sessizlik…

Kumsala kalan,

                Üzerinde yayılan kokunun zerrecikleri,
                Gidişin izleri,
                Azalmışlığı  bir parça daha kumlarının.
                                                     Bir an,
                                                               Sessizlik…